gündoğdu “r4bıa platformu” kuruluş toplantısına katıldı

GÜNDOĞDU “R4BIA PLATFMU” KURULUŞ TOPLANTISINA KATILDI

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen'in de üyesi olduğu “R4bia Platformu” kuruluş toplantısına katıldı. Gündoğdu, yaptığı konuşmada "Memur-Sen olarak, insan, emekten ve özgürlükten yana tarafız” dedi.



Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, Mısır'da darbe sonrası yaşanan katliama tepki olarak tüm dünyaya yayılan "R4BIA” işaretinin uluslararası platforma dönüşmesine öncülük eden gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak’ın kurduğu içerisinde Memur-Sen ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarınında yer aldığı R4BIA Platformu’nun İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen tanıtım programına katıldı.

"Yeni bir dünya", "Biz, tarihin yaşayan tanıklarıyız" ve "Hiç kimse dünyada olup bitenleri görmezden, duymazdan ve bilmezden gelme hakkına sahip değildir" sloganıyla yola çıkan R4BIA Platformu'nun kuruluş gayesi, çalışma esasları ve projeleri, düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. 



Platformun açılışında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, platformun insan hakkı ihlalinin olduğu her yerde küresel vicdanın sesi olacağını belirtti. Medeniyetler mücadelesinin medeniyetler savaşına dönüştüğünü dile getiren Gündoğdu, mücadelenin yaşatma ve öldürme esaslarına bağlı taraflar arasında olduğunu söyledi. 

Ahmet Gündoğdu, mazlumdan yana taraf olduklarını aktararak, "Memur-Sen olarak, insan, emekten ve özgürlükten yana tarafız. Sendika yasası bizi Türkiye ile sınırlasa da gönlümüz dünyadaki mazlumlardan yana" diye konuştu.

Memur-Sen olarak 707 bin üyeye sahip olduklarını, bu üyelerin aileleriyle birlikte milyonlara ulaştıklarını belirten Gündoğdu, “Memur-Sen ve Memur-Sen’e bağlı 11 sendika olarak dünyada yaşanan olaylar karşısında insan olarak kendimizi sorumlu görüyoruz. Evrensel ahlakı kuşanmış herkesin varım demesi gereken bir zulümle karşı karşıyayız. Memur-Sen olarak Türkiye’de, Dünyada insan haklarının ihlalinin olduğu her yerde ortaya koyması gereken bir küresel vicdanın sözcülüğünü yapacak bir insan olgusuna sahibiz. İnsanların birlikteliğine ihtiyacımız var. Müslüman olduğumuza göre bir ümmet sorumluluğumuz var. Hz Ali Efendimizin ifadesiyle “İnsanlar ya sizin dinde kardeşiniz yada yaradılışta eşinizdir” sözünde olduğu gibi sınır tanımaksınız katliamlara karşı durup, dini inancı cinsiyeti ülkesi neresi olursa olsun doğrudan yana olan herkesle el ele olmamız gerekiyor” diye konuştu.

Ankara’da düzenlenen mitingin ismini “Mısır İçin Direniş İnsanlık İçin Diriliş” mitingi olarak isimlendirdiklerini hatırlatan Ahmet Gündoğdu, Mısır’daki vataşların diri olduğunu, esasen dirilmesi gerekenlerin diğer Müslümanlar olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Bir medeniyet mücadelesinin, medeniyet savaşına döndüğü günleri yaşıyoruz. Kendi ülkelerinde bir balina karaya vurduğunda dünyayı ayağa kaldıranlar, Mısır’daki darbeye darbe diyemediler. Suriye’deki katliamlara göz yumdular. Ne zaman ki kimyasal silahlar devreye girince ses çıkardılar. Bir umut belirdi sonra gördük ki evet öldürmek serbest. Katledebilirsiniz ama kimyasal silah kullanmayın. Bu kadarı da olmaz. Ölmeye, öldürmeye, öldürülmeye, şiddete, katliama karşı bir duruş değil. Şuan yaşadığımız dünyada öldürmeyi esas alan bir medeniyetle, dirilmeyi diriltmeyi esas alan iki medeniyet yaşıyor. Ama diriltmeyi esas alan medeniyetin örgütleri kurumlarının ve şahıslarının yeterince bir birliktelik sağlayamadığını görüyoruz. D8, D20 diye ülkeleri tanımlayarak birlikteliklerin önemi üzerinde durmuştuk. Şimdi gelinen noktada sanırım başında kim olursa olusun demokrat yada diktatör bir şey değişmiyor. Bizim artık halka inmemiz lazım. Başında diktatör olan vicdanlı halkın o diktatörü de uyaracağını göreceğiz.”

Batının insan haklarında ve demokraside çiftte stardı asla kesintiye uğramayacağını vurgu yapan Gündoğdu, “Batı kendinden birine bir zarar geldiğinde insan haklarını kullanarak kıyameti koparır ama kendinden olmayan birine bir zarar gelse, öldürülse, öldürülen kişinin ölümünü tanrı Yehova ya atfederek onun hükmüyle caiz görülen bir çirkefliğin olduğu günleri yaşıyoruz. Batı demokrasi putunu yemekte ve sözde insan hakları kanunlarını çiğnemekte” dedi.

Gündoğdu, yeni bir dünya demeden önce yeni bir Türkiye’nin inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekerek; “Ben devletin milletinden milletin devletine geçiş olarak gördüğüm 2010 referumunu yeni bir Türkiye’nin miladı olarak görüyorum. Darbenin olduğu her yerde darbeye maruz kalanlar sinerken korkutulurken hapse atılırken zindanlara atılırken Adeviye Meydan’ında şiddetsiz batıya demokrasi dersi veren Müslümanlarında yeniden dirilmesi için çağrı yapan o duruşu da yeni bir dünyaya geçiş miladı olarak görüyorum” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

"R4BIA Platform" Sitesine Ulaşmak için "R4BIA" İşaretini Tıklayınız

  • PAYLAŞ :