Fransa Kendi Yaptıklarına Fransız

 

hazırlanan sözde Ermeni Soykırımını reddetmeyi suç sayan Kanun Tasarısı 12 Ekim 2006 tarihinde Fransız Meclis’inde görüşülecektir. 2001 yılında Parlamentosunda Ermenilere Türkler tarafından sistematik bir şekilde soykırım yapıldığını kabul eden Fransa, şimdi de soykırım yapıldığını reddedenlere hapis ve para cezası vermek istemektedir. Kendi tarihi ile yüzleşemeyen ve Cezayir’de olanları görmezden gelen Fransa’nın, 1914 ile 1921 yılları arasında Ermenilerle olan ilişkilerini de incelemesi ve bu dönem tarihiyle de yüzleşmesini öneririz. 
Eğer, söz konusu tasarı kabul edilirse, Fransa’daki hiç kimse Türk tarafının bir katliam yapmadığını iddia dahi edemeyecek.

Fransızların bu kararlarının, İnsan Hakları Sözleşmesinin temelleriyle çeliştiği açıktır. Zira, düşünce hürriyetini hiçe sayma ve tarihi gerçekleri saptırma suçlarını işleyen Fransa’ya en iyi cevabı “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” vermektedir. Adı geçen beyannamenin 18inci maddesinde “Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğü vardır” denilmektedir. Yine 19uncu maddede “Herkesin görüş ve anlatım özgürlüğü hakkı vardır. Bu hak, karışmasız görüş edinme ve herhangi bir yoldan ve hangi ülkede olursa olsun bilgi ve düşünceleri arama, alma ve yayma özgürlüğünü içerir” denilmektedir.

Sözde Ermeni Soykırımının varlığını kabul etmeyenler ve bunu açıklayanlar hakkında ceza uygulanacağına dair ilişkin kanun tasarısı; Fransa ve Fransız halkı için tarihi bir hata ve skandaldır. Ülkemizde milli değerlerimize dinimize hakaret edenleri cezalandıran ve diğer ülkelerde de benzer maddeler bulunan Türk Ceza Kanunun 301. maddesinin yürürlükten kaldırılması için haddini ve uluslar arası hukuku aşarak ülkemize baskı yapan Fransa’nın kendi ülkesinde böyle bir yasayı gündeme getirmesinin hiçbir gerekçesi ve mazareti asla kabul edilemez. Fransa’nın bu davranışını Memur-Sen olarak protesto ediyoruz.

Ülkemize ve dünyaya, demokrasi, hukuk, çağdaşlık ve fikir özgürlüğü konularında akıl veren Fransa tarihte yaptıklarını unutarak şimdi sözde Ermeni Soykırımı konusunda ucuz hesaplar içine girmektedir. Ülkemiz içindeki işbirlikçi birtakım aydınlardan da cesaret alarak bizim hakkımızda asılsız politik kararları, akıl almaz derecede Avrupa ve dünya siyasetine sokmaya çalışanlar, Azerbaycan’da Ermenilerce ve Cezayir’de Fransızlarca yapılan soykırımları görmek istememekteler.

Kendini sütten çıkmış ak kaşık sanan Fransızlar ise tarihin karanlık sayfalarına, uzun süreli Afrika Katliamlarıyla geçmiştir. Örneğin; Cezayir 1830'dan 1962'ye kadar yani toplam 132 yıl süreyle Fransa'nın işgalinde kalmıştır. Bu süre içinde Cezayir halkı da kesintili olarak bağımsızlık savaşları vermiştir. En şiddetli savaş ise 1954-1962 arasında gerçekleştirilen büyük bağımsızlık savaşıdır. Bu süre içinde Fransız işgalciler bir buçuk milyon Cezayir’liyi hunharca katletmişlerdir. Fransa, bu tarihlerde Gine, Kamerun, Gabon, Çad ve Benin gibi diğer Afrika ülkelerinde de benzer katliamlar gerçekleştirmiştir. Öldürülenlerin sayısı belki farklıdır ama hepsinde de aynı vahşet ruhunun etkin olduğunu görülür.

Yukarıda sözü geçen bu katliamlar, Ortaçağ'ın karanlık zihniyetiyle değil 20nci yüzyılın yani modern çağın modernist felsefesiyle, insan hakları, uluslararası hukuk gibi kavramların bütün dünya kamuoyunun literatürüne girdiği bir dönemde gerçekleştirilmiştir. Hal böyle iken “iğneyi kendine, çuvaldızı ele batır” sözüne muhalefet edercesine diğer toplumların sözde savunuculuğunu yapan Fransa, olaylara yine Fransız kalmaktadır. 
Şimdilik acilen bu yasanın meclisten çekilmesini aksi takdirde başta ekonomik hususlar olmak üzere Fransız Hükümetine anlayacağı dilden cevap vereceğimizin bilinmesini kamuoyuna saygı ile duyururuz.

  • PAYLAŞ :