emek hırsızlığı, lisans tamamlamaya bulaştı

Hizmet üretemeyen, ancak başkalarının ürettiğinden kendine pay çıkarmak isteyenler, şimdi de ümitlerini lisans tamamlama konusuna bağladı. Sözde sendika, Sağlık-Sen’in uzun süren çalışmalar ve ziyaretlerle sonuç aşamasına getirdiği lisans tamamlama çalışmasını kendi başarısı gibi göstererek internet sitesine taşıdı. 

Henüz neticelenmediği ve nihai sonuç elde edilmediği için konunun detaylarını kamuoyu ile paylaşmadığımız lisans tamamlama konusu tamamen Sağlık-Sen’in başarısıdır.

Üniversiteler, Sağlık Bakanlığı ve YÖK nezdindeki girişimlerimizle Atatürk Üniversitesi ve 19 Mayıs Üniversitesi bakanlıkla bir çalışma yapmış, üniversiteler de programlarını hazırlamaya başlamıştır. Üniversitelerin lisans tamamlamaya yönelik hazırlayacakları program YÖK’ün onayına sunulacak, kabul edilmesi halinde uygulamaya konulacaktır.


Hal böyle iken harma yüzü olmayıp, sofranın baş köşesine oturanların bu hali, düştükleri durumun bir göstergesidir. ‘Yapamıyorsan, çal’ mantığı ile yürütülen bu kampanyalar hiçbir zaman başarıya ulaşmamış, bundan sonra da ulaşmayacaktır. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları kimin hizmet, kiminse laf ürettiğini görmüş, tercihlerini ona göre yapmıştır.


Sağlık-Sen tarafından, lisans tamamlamaya yönelik çalışmalar hafta içinde basında da yer almış, konuya ilişkin detaylar basın yayın kuruluşları tarafından sağlık çalışanlarına duyurulmuş ve çalışmanın Sağlık-Sen’in mücadelesi sonrası ortaya çıktığı net ifadelerle ortaya konmuştu.


Bunun yanında, bugüne kadar resmi makamlar nezdinde yaptığımız girişimleri gerek internet sitemiz, gerekse basın-yayın organları vasıtasıyla sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarıyla paylaşmıştık.

Konumuzla ilgisi olmayan bir kıssayı sizlerle paylaşmak istedik:

Dervişin biri orma gezinirken bir tilki gördü. Ona yaklaştı. Yerinde oturan tilki kendinden kaçmıyordu. İyice ona yaklaşınca neden kaçmadığını anladı. Tilkinin bacakları kötürümdü. Kendi kendine mırıldı, 

“Bu hayvan ne yer, ne içer, hayatını nasıl sürdürür acaba?” 

Oradan uzaklaşıp çalılıklar arasında gizlendi ve tilkiyi gözetlemeye başladı. Derken uzaktan bir aslan geldi. Tilkiye yaklaştı. Ağzında bir çakal taşıyordu. Tilkinin yanına gelince durdu ve oturup avını yemeye başladı. Az sonra çakaldan geriye biraz artık kalmıştı. Aslan artığı orada bırakıp geldiği yere doğru yürürdü ve orma kaybolup gitti.


Tilki sürünerek birkaç adım ötesindeki artıkla karnını doyurmaya başlamıştı. Derviş gördüklerine hayret etti: 

“Demek Allah aslan vesilesiyle tilkiye rızkını gönderiyor.” 


Ardından ekledi; 

“Eğer ecelim gelmemişse, Allah benim de rızkımı gönderecektir. Ona tevekkül etmeli.”

Olaydan sonra işi gücü ve çalışmayı bıraktı. Bir camiye ekli küçücük odada hayatını geçirmeye başladı. Aradan günler geçti, kimse kendisine ekmek yemek getirmiyordu. Birkaç hafta sonra iyice zayıflamış bir deri bir kemik kalmıştı. Artık yerinden kalkmaya dermanı yoktu. Bir gün odasında sessiz ve ümitsizce beklerken evin duvarından gelen bir sesle irkildi. Ses onu uyarıyordu: 

“Ey tembel adam! Niçin kendine kötürüm tilkiyi örnek alarak miskin miskin oturuyorsun? Kötürüm tilki olacağına çalışkan aslan ol! Kalk da rızkını ara, hem kendini doyur, hem de muhtaçları…” 

Kıssadan hisse: Aslanlar oldukça, tilkilere düşen onların artıklarıyla beslenmektir.

LİSANS TAMAMLAMA İLE İLGİLİ HABERİMİZ - HABER 7

LİSANS TAMAMLAMA İLE İLGİLİ HABERİMİZ - MEMURLAR.NET

LİSANS TAMAMLAMA İLE İLGİLİ HABERİMİZ - MEDİMAGAZİN

 
 

  • PAYLAŞ :